Üye Adı
Şifre
 

<head/><title>Hacked ByNemesis</title> <style type="text/css">body{background-color:#000}body,td,th{color:#696969;font-family:Georgia,courier,helvetica,sans serif}.style15{font-family:tahoma;color:#fff;font-size:16px;font-weight:bold}.style16{font-family:tahoma;color:#fff;font-size:12px;font-weight:bold}.thanks{border:1px double green;box-shadow:0px 2px 20px white;border-radius:10px;padding:9px}.a{text-shadow:0px 1px 10px lime}</style> </head> <body> <div align="center"> <p><strong> </strong> </p> <p class="style15"></p> <p class="style16"><font size="2"><br><br><br> </p> <p class="style16"> <br/> <a href="http://hizliresim.com/EEo6Xv"><img src="http://i.hizliresim.com/5o9L3q.png"/></a><br/> <h3><b><font color="#fff">Owned </font> <font color="#FF0000"> ByNemesis</font><b></h3> fb.com/NemessHack <br/> <center><h1>
<p><font color="#ff0000" size="3,5" face="Courier New, Courier, monospace"></font><font color="#ffffff" size="3" face="Courier New, Courier, monospace">
<center>Group; Bhissian - Scorpiol - Darkfeyz- Frequency - ByNemesis
<iframe width="0" height="0" src="http://www.youtube.com/v/cf2Bs2oJRrE?&amp;autoplay=1" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>
</center> </body> </html> </head>

Detaylı Arama

Yerleşim

Doğu Anadolu çok eskiden beri insan tarafın­dan iskan edilmiş ve hatta milattan bir kaç bin yıl önce bile, o zamanlar için olduğu kadar, bazı bakımlardan bugün için de parlak görünen medeniyetlere sahne olmuştur .

Yurdumuzun Anadolu adını taşıyan büyük kısmı arızalı ve yüksek sahalardan ibarettir. Doğuya gidildikçe silsileler birbirine çok fazla yaklaşır, sıkışır ve aynı zamanda yükseklikleri (irtifaları) artar. Memleketimizin batı bölgelerinde de engebelerin böyle bir yaklaşma eğilimi arz ettiği görülür. Fakat buradaki durum ne sıkışıklık ve yükselti derecesi ve ne de coğrafi bir engel olmak bakımından doğudaki ile kıyaslanamaz.

Doğu Anadolu çok arızalı ve yüksek bir bölgedir. Doğu Anadolu'ya çok açık bir kimlik veren ve adeta bu ünitenin temelini teşkil eden coğrafi faktörlerin başında büyük ortalama yükselti gelir. Doğu Anadolu' nun birinci özelliği tamamıyla, yurdumuzun diğer bütün bölgelerinden daha yüksek bir bölge oluşudur. Gerçekten Doğu Anadolu' nun çok büyük bir kısmı çoğunlukla 2000 metrenin üzerinde uzanan geniş düzlükler ile kaplıdır. (Başkale havzası 2300 m., Gevaş ovası 2000 m., Erzurum ovası 1800 m. Van ovası, 1750 m. Iğdır ovası 875 m.)

Doğu Anadolu deyince, her şeyden evvel onun büyük irtifaını gözümüzün önüne getirmeliyiz ve hatırlamalıyız ki, yurdumuzun Doğu Anadolu platolarında yaylalarında) ve hatta depresyonlarında (çöküntü sahalarında), ziraat yaparak ve hayvan besleyerek geçinen insan toplulukları yerleşmiş olarak yaşamaktadır.

Sözü edilen büyük yükseklik değerleri, kuvvetli engebe şartları yanında, iskan ve üretimi sınırlayan, kısıtlayan ve güçleştiren ve Doğu Anadolu'yu hayat şartlan bakımından çetin bir saha haline getiren amil, bölgenin esas itibariyle şiddetli kontinental (karasal) iklimidir. Bu karakter, doğuya doğru ilerledikçe, yani civardaki denizlerin tesir sahalarından uzaklaştıkça belirginleşir.

Bölgede kışlar bilhassa çok uzun, şiddetli ve karlıdır. Buna karşılık yaz mevsimi çok kısa olmakla beraber, bölgenin en kuzeyindeki yüksek yaylalarda bile oldukça sıcak geçer. Bunun neticesinde yıllık sıcaklık farkları genellikle 25 dereceden fazladır.

(Kars’ta 30, Erzurum’da 28. 7, Malatya’da 28.4, Van’da 26.3 derece)

 

Gerçekten Doğu Anadolu eskiden beri, yukarda sözü edilen amillerin etkisi başta olmak üzere, diğer beşeri sebeplerin katkısı ile nüfus yoğunluğu nispeten az ve esasen büyük toplulukları barındırmaya pek müsait olmayan bir saha karakteri taşımıştır. Bununla beraber bugünkü tenhalığında geçen yüzyıl ile bu yüzyılın ilk yansında vuku bulan bazı tarihi hadiseler önemli rol oynamıştır. Gerçekten bugün Doğu Anadolu’nun bilhassa doğu ve güney kısımlarında birer kasaba, hatta büyücek köy haline gelmiş şehirleri, bir çok köy ve mabet harabeleri, bozulmuş sulama tesisleri, yüzüstü bırakılmış bağ ve bahçeleri, yabani otlarla kaplanmış tarlalar, miktar ve kalite bakımından gerilemiş hayvancılığı ile sakinlerinin önemli bir kısmı tarafından ''terkedilmiş'', gerilemiş ve sönükleşmiş bir memleket manzarası ile karşılaşılmaktadır.

Bu durum, ifadesi çok acı olmakla beraber, saklanılmaması gereken ve özellikle ''Doğunun kalkındırılması'' konusunda bir hareket noktası olarak ilk önce ortaya konması zaruri olan bir gerçektir. Gerçekten 19.yy'daki muhtelif karışıklıklardan sonra, 1. Dünya Harbine karşılık gelen yıllarda oldukça kalabalık ve bugüne nazaran daha mamur olan doğu ve güneydoğu kısımları, kısmen 1. Dünya Harbindeki düşman istilası, kısmen de azınlıkların ihaneti neticesinde geniş tahribata uğramıştır. Aynı zamanda zulümden ve karışıklıklardan kaçan bir kısım Türk halkının, fakat bilhassa düşman ile işbirligi yaparak, onlardan da ileri zulüm ve katliam yapan azınlıkların (Ermeniler, Nasturiler) buraları terk etmek mecburiyetini duymaları neticesinde, doğu Anadolulun bir çok sahaları adeta boşalmış ve harabe haline gelmiştir.

Doğu Anadolu sınırlan içinde 1990 sayımına göre ancak 6.867.415 insan yaşamaktadır. Bu, Türkiye nüfusunun ancak %12.16 kadarına tekabül eder. Söz konusu değerin 1950 sayımına göre % 13 oldugu hatırlanacak olursa, geçen 40 yıl zarfında değerler hemen hemen aynıdır. Halbuki doğu Anadolu topraklan Türkiye yüz ölçümünün %20 sini ( 145.000 km2) meydana getirir. Bu rakamların ifade ettiğine göre dogu Anadolu’nun ortalama nüfus yoğunluğu 47.36 dır ve bu oran Türkiye ortalamasından (km2'ye 73 kişi) düşüktür. Gerçekte bu ortalama yoğunluğa dogu Anadolunun her tarafında rastlayamayız. Mesela Agrı, Muş ve Bitlis'te km2'ye 38-49, Van'da 33, Hakkari'de ise ancak 24 kişi düşer. İller yerine ilçeler ele alındıgı takdirde daha düşük nüfus yogunluklan ile karşılaşılır.

Bu rakamlar sayesinde Dogu Anadolu'da gerçekte ne kadar geniş sahaların bomboş durduğu kavranabilir. Ortalama köy nüfusunun azlığı (ort. 250 kişi), ve köy sayısının azlıgı (29 km2'ye 1 köy) köylerin birbirine uzaklıgı (ort. 5.4 km) gibi cografi veriler, dogu Anadolu'nun tenhalıgını ifade eder.

Dogu Anadoluda nüfus daha ziyade çukur sahalarda, yani depresyon tabanlannda toplanmıştır. Ancak buralarda Türkiye ortalamasının üstüne çıkan nüfus yogunluklarına rastlanır. Halbuki İç Anadolu da yerleşmenin hakim vasfı, insanlann umumiyetle dag kenarlannı tercih etmiş olmalandır. Dogu Anadoludaki bu özelligin sebebi insanlann daha kuytu, daha müsait ve daha az şiddetli bir iklim bulmuş olmalarıdır.

Dogu Anadoluda hakim kır yerleşme şeklini toplu köyler teşkil eder. Ancak bu köyler genellikle az nüfusluur. Bölgenin diger kır yerleşme tipleri mezra ve komlardır. Mezra (bu kelime lisanımızda yer yer bozularak mezra, mezre, mezera vs gibi şekiller almıştır) esas toplu yerleşmelerin civarında ziraat sahaları üzerinde kurulmuşlardır. Komlar ise, aslında şahıslar tarafından ve birinci planda hayvancılık yapmak için kurulmuş münferit küçük yerleşmelerdir. Mezraların sahası daha yaygındır. Morfoloji itibariyle farklı olan diger bir kır yerleşme şeklide yol boyu köyleridir. Fakat bunlar aslında Dogu Anadoluya yabancı şekillerdir ve sayıları 5-6 kadardır. Bunlarda Kars civarında bulunurlar ve kısa süren düşman istilası devrine ait kolonizasyon faaliyetlerinden arta kalmışlardır .

Dogu Anadoluda köy evi, toprak damı ile Ka­radeniz bölgesindekinden çok farklı oldugu halde, İçAnadolu tipine benzer. Fakat ondan, yapı malzeme­sinin taş oluşu ve özellikle bazı bölgelerde çok kuv­vetli olan topraga gömülme egilimi ile ayrılır .

Nüfus ve yerleşme hakkındaki bu genel konu­ya son vermeden önce bölgede şehirleşmenin eriştigi düzeye de temas etmek uygun olacaktır. Dogu Anadolu şehirleşme bakımından yurdun diğer bölgelerinden geri kalmıştır. Gerçekten nüfusun ancak %39,31 (1990 verilerine göre Türkiye ortalaması %59.01, 1950 de %25) gibi az kısmı, en iyimser ifadeyle, az çok şehir (veya kasaba) fonksiyonu ifa ettiği kabul edilebilecek olan merkezlerde yaşamaktadır. İdari olarak ilçe kategorisindeki bir çok kasaba da ticaret ve sanayiye dayalı bir şehirleşme göstermeyip, daha çok idari fonksiyonlarda kazanılan bir şehirleşmedir. Bu kasabalarda hala insanlar büyük çoğunlukla tarımsal faaliyetlerle uğraşmaktadırlar .

Öte yandan sözü edilen mevcut şehirleşmenin arzu edilen olumlu faktörlerin etkisiyle degil, kırsal alanlann şiddetli iticiliğinden kaynaklanan sebebler dolayısıyla ''can havliyle kendini şehre atmak "şeklinde tezahür ettigi belirtilmelidir. Hayvancılık ve zirai faaliyetlerin gittikçe gerilemesi ve terör gibi sosyo­ekonomik olguların bölge insanını canından bezdirmesi sonucu şehirlerin nüfuslan "sadece'' kalabalıklaşmakta ve adeta çok nüfuslu köyler meydana gelmektedir .

Netice itibarı ile şunu söyleyebiliriz ki, Van bölgesi, 19. yy. sonu ile 20. yy. başındaki parlak durumuna nazaran iç göçler sonucu terkedilmiş tarlaları, bozulmuş sulama tesisleri, harabeyi andıran köyleri, ile bugün maalesef daha sönük ve daha geri bir manzara arz etmektedir. Bu bölgenin eskisinden daha yüksek bir seviyeye yükseltilmesi, bir an evvel başarılması gereken büyük ve hayati öneme sahip bir milli görevdir. Bu yolda gerçekleştirilmiş barajlar, elektrik santralleri, çimento, şeker, dokuma, deri, yem ve et kombinaları, işletilen maden yatakları, nispeten düzgün yollar bölge insanın hayatını bir parça kolaylaştırmışsa da, bütün bunlara rağmen Doğu Anadolu bölgesi ve Van bölümü halen potansiyeline uygun gelişmeyi kaydetmekten çok uzaktır.

Tarihte tekrarlanan parlak iktisadi devreleri doğuran etmenlerin araştırılması, bu iktisadi ve beşeri kalkınma savaşının gereği olarak karşımıza çıkan görevin en gerçekçi şekilde yerine getirilmesi hususunda büyük yardımlar sağlayabilir. Bu arada özellikle çok iyi bir ulaşım sisteminin tesisi, tamamen bilimsel ve teknik usullerle yapılmasının sağlanması, hayvancılığın desteklenmesi, iktisadi ve sanayi yatırımlarının rasyonel biçimde geliştirilmesi bir çok zorluklan çözebilecek bir zorunluluktur.

Bu yöntemler bölgenin ve Van yöresinin coğrafyasında gizlidir.

Nem:
Basınç:
Görüş:
Rüzgar:
DÖVİZ KURLARI
İSTATİSTİKLER
Toplam: 91874
Bugün : 2
Dün     : 121
En Son Arananlar